Chp Lideri, Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu Ve Deva Lideri Babacan: Şampiyonlar Ligi Hazır

Siyaset - 03/05/2023 14:06:24
Paylaş:

CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu, videoda, “Türkiye’ye hızlı nefes aldırıp bizi bu krizden çıkaracak ve sonrasında da kalıcı refahı sağlayacak ekipler hazır. Dünyada çok saygı gören, yurt dışında ve yurt içinde çalışan akademisyenlerimiz, deneyimli bürokratlarımız var o ekipte. Millet İttifakı’nın tüm paydaşlarından ekonomi alanında uzman isimler ki birkaç gün içerisinde bu şampiyonlar ligi kadrosunu da göreceksiniz” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise “Ekonomi yönetimi, kadro meselesidir. İyi yetişmiş, dürüst ve ehil kadrolarla ancak ülkenin ekonomik sorunları çözülebilir. Dolayısıyla bu kadroları da şimdiden çalışıyoruz, hazırlıyoruz. Pek yakında da peyderpey ekibimizdeki güzel, düzgün insanları tanıyacaksınız. Tanıdıkça da onları çok seveceksiniz” diye konuştu.

CHP lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu ve DEVA lideri Babacan şu açıklamalarda bulundu:

Kemal KILIÇDAROĞLU-Bugün mutfağımızda önemli bir konuğum var. Eşlerimiz salonda, biz de buraya sığındık. 15 Mayıs itibarıyla birlikte çok önemli çalışmalara imza atacağımız Ali Bey’le çayımızı içiyoruz. Bari fırsat bu fırsat, size de seslenelim dedik.

Sayın Ali Babacan, yıllarca ekonomi yönetiminin başında yer almış, ekonomide akılcı bir politika benimsemiş işinin ehli bir siyasetçi. Dünyanın güvendiği bir insan. Millet İttifakı olarak birlikte, devletin ekonomi kurumlarını dünya ölçeğinde güvenilir hale getireceğiz. Mesleki liyakat, kurumlara geri dönecek. Finans çevrelerine gerçekçi bir biçimde güven vereceğiz. Bütçe disiplini sağlarken vergi de adaleti de sağlayacağız. Planlı ve temiz yatırımlarla, her alanda üretim hamleleriyle, yenilikçi teknolojilerle ülkemizi dünya ile rekabet eden bir ülke haline getireceğiz. Hatırlayın; önce ferah, sonra da refah dedik. Türkiye’ye hızlı nefes aldırıp bizi bu krizden çıkaracak ve sonrasında da kalıcı refahı sağlayacak ekipler hazır. Dünyada çok saygı gören, yurtdışında ve yurt içinde çalışan akademisyenlerimiz, deneyimli bürokratlarımız var o ekipte. Millet İttifakının tüm paydaşlarından ekonomi alanında uzman isimler ki birkaç gün içinde bu Şampiyonlar Ligi kadrosunu da göreceksiniz.

Ne yapacağımızı biliyoruz. Görevi devralır almaz, önce halkımıza nefes aldıracak güçlü çözümleri hayata geçireceğiz. Hayat pahalılığını, fiyat istikrarsızlığını ve bu yaşanan yıkıcı enflasyonist süreci sona erdireceğiz. İç ve dış kaynakları harekete geçirerek ekonomimize nefes aldıracağız. Ben, bunun için birçok ülkeye gittim. Bu ekibi söyleyince önümüzde tüm kapılar açıldı. Temiz sermaye, gideceği ülkede kadro ve liyakat görmek istiyor. Bu yüzden bilim, teknoloji ve yatırım merkezlerini ziyaret ettim. Dünyanın en büyük yatırım fonlarıyla çalışma toplantıları yaptım. Yüzlerce milyar dolarlık temiz yatırım sözleri aldım. Bu söz sadece Bay Kemal’e verilmedi ki. Her şey bir ekip işi.

Ancak sadece bununla yetinmeyeceğiz, kalıcı refahı da Türkiye’ye getireceğiz. Biliyorsunuz, projelerimizi size tahtamın önünden açıklıyorum. Türkiye’de çağın sanayi devriminin altyapısını kuracağız. Dijital teknoloji, yapay zekâ, makine öğrenimi, finansal teknolojiler ve yeşil enerji konuşacağız. Evet, bunu başaracağız ve bunu yapacağız. Bu ekiple başaracağız. Emin olun, başaracağız.

Ali Bey; sizin bilgi ve tecrübeniz, uzmanlığınız… Sanıyorum bize söyleyeceğiniz çok şeyler olacak. Sizi dinleyelim kısaca.

Ali BABACAN-Çok teşekkür ediyorum. Öncelikle misafirperverliğiniz için teşekkür ediyorum. Eşlerimiz içeride koyu sohbet yaparken biz de mutfakta sizlerle beraber olalım istedik. Sayın Kılıçdaroğlu, bizim ortak cumhurbaşkanı adayımız. Kendisi dürüstlüğüyle ve devlet tecrübesi ile bütün milletimizin gönlünde, kalbinde yer almış bir insan. Ve inşallah hep birlikte, bu ülkeyi çok daha güzel yarınlara, çok çalışarak taşıyacağız.  

Tabii ekonomi deyince, en önemli kavram güven. Güven olmayınca asla ekonomide başarılı olmak mümkün değil. Güvenin olup olmadığını da en önemli Hazine’nin biz faiz ödemeleriyle ölçeriz. ‘Bir ülkenin hazinesi çok büyük faiz ödüyorsa o ülkenin artık güven ortamı sarsılmıştır. Bir ülkenin hazinesi daha az faiz ödemeye başladıysa o ülkede güven ortamı oluşmaktadır’ deriz. Geçtiğimiz yıl, baktığımızda, 311 milyar liralık bir faiz ödemesi oldu Türkiye Cumhuriyeti hazinesinin. Bu yılki bütçe için planlanan rakam da tam 565 milyar. Üzerine de bir de 200 milyarlık kur farkını eklediğinizde, neredeyse bu yıl için 765 milyarlık bir faiz ödemeyi planlıyor şu andaki hükümet. Bu para tam 1 milyon tane konutu yapıp, bedava vatandaşlarımıza vermeye yetecek büyüklükte bir para. 1 milyon konuta yetecek bir faiz ödemesini geçen sene hükümet yaptı, bu sene de yapacağını bütçeyle beraber ilan etmiş oldu. Sadece rakamların büyüklüğü açısından ben bu örneği vermeyi önemli görüyorum.

Tabii ekonomi deyince, ‘önce insan’ diye başlamak lazım. Ekonominin en önemli amacı, insan onuruna yaraşır bir hayat sağlamaktır vatandaşlara. Bunun da temelinde adalet var, ehliyetli liyâkatli kadrolarla çalışmak var ve istişare kültürü var.

Adalet, sadece yargıda işlerin hızlı ve düzgün yürümesi değil. Adalet aynı zamanda fırsat eşitliği. Eğitimde fırsat eşitliği, işe girerkenki fırsat eşitliği. Ki biz işe girerken mülakatı kaldıracağımızı ilan ettik, o çok önemli bir aşama olacak. Yine terfide fırsat eşitliği. Adalet olmadan asla ekonomide başarılı olmak mümkün değil.

Yine ehliyetli, liyakatli kadrolarla çalışmak. ‘Bir tane kurtarıcı gelsin, bütün sorunları çözsün’, böyle bir şey yok. Ekonomi yönetimi kadro meselesidir. İyi yetişmiş, dürüst ve ehil kadrolarla ancak ülkenin ekonomik sorunları çözülebilir. Dolayısıyla bu kadroları da şimdiden çalışıyoruz, hazırlıyoruz ve pek yakında da böyle peyderpey peyderpey ekibimizdeki güzel, düzgün insanları tanıyacaksınız. Tanıdıkça da onları çok seveceksiniz.

Üçüncü konu da bahsettiğim gibi istişare. İstişare olmadan mümkün değil. Sivil toplumla, meslek örgütleriyle sürekli iletişim halinde, sorunları anlayan, dinleyen ve önerilerle de beraber tekrar dönüp çözüm üreten bir yönetim ilkesine sahip olmamız gerekiyor. Zaten bunun içindir ki, Ekonomik ve Sosyal Konsey’i uzun süreden sonra derhal toplama kararı aldık. Kısmet olursa hükümet kurulduktan sonraki ilk işlerden birisi, hemen Ekonomik Sosyal Konsey’i toplayıp sosyal taraflarla etkileşim içerisinde politikalarımızı uygulamaya başlamak, en önemli amaçlarımızdan bir tanesi de bu.

Tabii bütün bunlar için Türkiye’nin aslında çok önemli, uzun vadeli bir hedefe ihtiyacı var. Bu hedef de Avrupa Birliği (AB) standartları. AB’ye üye olalım ya da olmayalım, o ayrı bir mesele. Ama bizim 86 milyonluk nüfusumuz, Avrupa’nın en büyük ve en genç nüfusu, AB standartlarında bir hayatı hak ediyor. Ve AB standartlarına ulaşmak için de hukukun üstünlüğünde, demokraside, temel hak ve özgürlüklerde ama hayatımızın her safhasında, şu giydiğimiz gömleğin kumaşının kalitesinden tutun da içtiğimiz suyun kalitesine kadar, vatandaşlarımızı Avrupa standartlarında bir hayata, hayat şartına ulaştırmak. Bu en önemli hedefimiz.

Aynı zamanda AB’yle vizesiz seyahat... Ki bu konuda yapılacaklar aslında belli. Çok zor şeyler de değil.  Biz, 3 ay içerisinde, AB’yle olan seyahatlerde vizenin kaldırılmasıyla alakalı üzerimize düşeni yaparız. Türkiye olarak bunları tamamlayabiliriz. 3 ayda bu noktaya işi getiririz ki gençlerimiz Avrupa’yı görsünler. Avrupalılar, Türkiye’ye daha rahat gidip gelebilsinler. İletişim yoğunlaşsın, ekonomi çok daha yoğun bir etkileşim içerisine girsin ve Türkiye, bütün vatandaşlarımızın Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun kıymetli olduğu bir noktaya ulaşsın.

Bütün bu yoğun çalışmada kuşkusuz çevreye çok dikkat edeceğiz. Ekonomik büyüme ve kalkınmada hızlı koşarken çevreye zarar verip nesiller arası adalete zarar getirecek bir tutum asla almayacağız.

Ve yine bütün bu süreçte sosyal politikalara çok önem vereceğiz. Sosyal devlet kaygımızı hiçbir zaman elden bırakmayacağız. Evet koşacağız, yarışacağız, dünyada çok daha güçlü bir ekonomiye ulaşmanın mücadelesini vereceğiz ama bu yarışta sosyal devletin gereği ne varsa yerine getirip, hiçbir vatandaşımızın belli bir gelir seviyesinin, belli bir geçim seviyesinin altına düşmesine de kesinlikle izin vermeyeceğiz. Türkiye çok güçlü bir ülke, çok büyük bir ülke, çok büyük potansiyeli var ama bu potansiyeli açığa çıkartmak ancak iyi bir yönetimle, dürüst ve ehil kadrolarla mümkün. Biz bunu biliyoruz ve zaten bu amaçla yola çıktık, bu amaçla da vatandaşlarımızın desteğine talip olduk. İnşallah kara kış çok yakında bitecek ve ülkemiz nice baharlara doğru emin bir yolculuğa çıkacak.

Kemal KILIÇDAROĞLU-Çok teşekkürler Sayın Genel Başkanım. Liyakatsizlerin ülkeyi getirdiği felaketten dolayı soğanı bile fiyatını sorarak alıyor halkımız. Biz; adaletsizliğe, kötü yönetime ve kutuplaştırmaya karşı birleşe birleşe kazanacağız. Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılında Türkiye’miz, bu Şampiyonlar Ligi kadrosuyla ışıl ışıl parlayacak. Ben de ülkeyi rayına oturttuktan sonra huzurla emekli olacağım ve bu ekibin başarılarıyla gurur duyacağım. Bu da benim en büyük arzum.

İyi akşamlar.

Ali BABACAN-Hepinize iyi akşamlar.


Toplam Yorum(0)
Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yapmak ister misin?

Yorum Yap

Aday veya Haber Öner